8 Ekim 2013 Salı

İstanbulların kurtuluşu

Dün, İstanbul’un kurtuluşuydu.                                                             
Dersaadet’in düşman elinden kurtuluşunun 90. yıldönümü.
Aynı zamanda, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın İstanbul’u nasıl kurtaracağını ilan edişinin az sonrası.
Başarılar diliyoruz Kadir Bey’e ve belediyeye. Şehrin kangrene dönmüş ulaşım sorunu çözülürse, vatandaş olarak seviniriz valla!
Hem belki o metrolardan ya da metrobüslerden biriyle Maltepe’deki Gülsuyu Mahallesi’ne uğrar büyüklerimiz.
Uyuşturucu çetesine karşı gösteri yaparken öldürülen Hasan Ferit’in annesini ziyaret ederler. Neden olmasın?
Onlara tavsiyem, Nuray Hanım’ın yüzüne dikkatle bakmaları. Bakarlarsa, o yüzde İstanbul’u görecekler.
Çünkü İstanbul dediğimiz, günümüzde işte öyle güzel ve acılı bir annedir.
Evlatları için, onların genç yaşta sönüp giden hayatları için gizli gizli gözyaşı döker.
Yüzüne bakarlarsa, onun ilk önce metro ya da metrobüs istemediğini anlarlar belki.
İstanbul bugün her şeyden çok, milyonlarca evladının birbirini anlamasını sağlayacak gönül bağlarına muhtaç.
O artık ayrı dünyaların şehri. Ayrı hayat biçimleri, etnik gruplar ve mezhepler, paralel evrenlerde yaşıyor.
Gittikçe maddiyatçılaşan ülkemizde, aralarındaki bağı kaybettiler. Uçurum her gün biraz daha büyüyor.
Gülsuyu ile Nişantaşı’nın, Fatih ile Gazi Mahallesi’nin, Taksim ile Kazlıçeşme’nin aynı şehirde olduğunu söylemeye bin şahit ister!
Hatta bırak aynı şehri, aynı dünyada bile değiller sanki. Gönülleri arasındaki bağlar çoktan kopmuş.
Ne tuhaftır ki, “dindar nesiller” lafının moda olduğu bir devirde, onları birleştirecek manevi ruh kalmamış!
Dün, İstanbul’un kurtuluşuydu.
90 yıl önce bugün, Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletleri, 5 yıl boyunca işgal ettikleri İstanbul’u bırakıp gitmişler.
90 yılda, şehir olmaktan çıkıp daha küçük bir Türkiye’ye dönüşmüş İstanbul.
Çatışmaların yoğun yaşandığı, kimsenin gözünün yaşına bakmayan bir ejderhaya…
Artık ona Yahya Kemal gibi âşık olmanın da, Orhan Gencebay gibi “seni yeneceğim İstanbul!” diye dayılanmanın de âlemi yok.
Çünkü İstanbul diye bir şey yok. Birbirinden kopan İstanbulların yabancılaşması var yalnız.
Metro güzel. Ama İstanbullar arasında gönül bağları da kurabilecek misin Sayın Başkan? Hasan Ferit’in annesinin yüzüne utanmadan bakabilecek miyiz?  
İstanbul 90 yıl önce işgalden kurtuldu. İstanbulları kim kurtaracak?

Aydınlık; 7 Ekim 2013 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder