Demek
o mega ve yenilmez aklınızla bizi yok etmeye çalışacaksınız, öyle mi?
Bütün gücünüze, iktidarınıza, silahlarınıza rağmen ona sahip olamamak deli ediyor sizi. Bizim gibi sefillerin bunu nasıl becerdiğini anlamıyor, kendinizi yiyorsunuz. Sırf bunu merak ettiğiniz için izin veriyorsunuz yaşamamıza. Belki sırrı size söyleriz diye.Ama üzgünüz efendiler, söylesek de zaten anlamazsınız. Hatta çoktan söyledik, anlamadınız. Her şarkıda, her kitapta, her aşkta zaten o sırrı veriyoruz duymasını bilenlere. Ama siz kafayı bizden nasıl kurtulacağınıza taktığınız için duymuyorsunuz.
Sadece siz değil, köpekleriniz de duymuyor. Hiçbir zaman da duymayacaksınız. Bu yüzden öldürmeye çalışacaksınız bizi. Haysiyetimizi, gururumuzu, mesleğimizi...
Ama sizden korkmuyoruz. Çünkü zavallısınız efendiler. Zavallılardan korkulmaz. Kendinizi dünyanın efendisi sanıyorsunuz. Oysa bir tımarhanenin gardiyanısınız. Her sabah tamamen kafayı yemiş bir dünyaya bakıyor ve eserinizle gurur duymaya çalışıyorsunuz. Bizse normal kalmanın yolunu bulduk. O bizim tımarhaneden kaçış planımız.
Bizi
böcekleştirecek, gururumuzu kıracak, adımızı kötüye çıkarıp sonra alay
edeceksiniz. Kitap yazamaz, gitar çalamaz, âşık olamaz olacağız siz istiyorsunuz
diye, ha?
Sizin
yüzünüzden sevmediğmiz işleri yapmak, istemediğimiz hayatları yaşamak zorunda
kalacağız... Gücünüze tapan soytarılardan değiliz diye.
Üzülerek
bir şey söyleyeyim mi, avucunuzu yalarsınız! Daha çok beklersiniz efendiler!İki
dakika efendi olun ve bizi bitiremeyeceğinizi bir zahmet kabul edin.
Elimizde
kalem, boynumuzda gitar, gönlümüzde aşk olduğu sürece bu oyunda biz de varız!
Bu orman bizden de sorulur. Hangi ağaca tırmanacağımız yalnız bizi
ilgilendirir.
Ondan
sonra yine haysiyetimize mı saldırırsınız, iftira mı atarsınız, köpeklerinizi
mi salarsınız, orasını bilmem. Bildiğim
tek bir şey var: Bizde olup sizde olmayan bir şey. Parayla satılmayan, tılsımlı
bir şey.Bütün gücünüze, iktidarınıza, silahlarınıza rağmen ona sahip olamamak deli ediyor sizi. Bizim gibi sefillerin bunu nasıl becerdiğini anlamıyor, kendinizi yiyorsunuz. Sırf bunu merak ettiğiniz için izin veriyorsunuz yaşamamıza. Belki sırrı size söyleriz diye.Ama üzgünüz efendiler, söylesek de zaten anlamazsınız. Hatta çoktan söyledik, anlamadınız. Her şarkıda, her kitapta, her aşkta zaten o sırrı veriyoruz duymasını bilenlere. Ama siz kafayı bizden nasıl kurtulacağınıza taktığınız için duymuyorsunuz.
Sadece siz değil, köpekleriniz de duymuyor. Hiçbir zaman da duymayacaksınız. Bu yüzden öldürmeye çalışacaksınız bizi. Haysiyetimizi, gururumuzu, mesleğimizi...
Ama sizden korkmuyoruz. Çünkü zavallısınız efendiler. Zavallılardan korkulmaz. Kendinizi dünyanın efendisi sanıyorsunuz. Oysa bir tımarhanenin gardiyanısınız. Her sabah tamamen kafayı yemiş bir dünyaya bakıyor ve eserinizle gurur duymaya çalışıyorsunuz. Bizse normal kalmanın yolunu bulduk. O bizim tımarhaneden kaçış planımız.
Haklısınız
efendiler, ebleh romantikleriz; çünkü delirmiş bir dünyada normal kalmaya
çalışıyoruz. Bizi ne kadar yok etmeye çalışsanız az.
Bu
sözler sizi kızdırdıysa gelin buraya, delikanlıca paylaşalım kozlarımızı. Kim
kalıyor kim gidiyor. Gelin de anlayalım efendiler. Hadi, denemesi bedava!
Aydınlık, 5 Mayıs 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder