13 Kasım 2013 Çarşamba

Gavat memat meselesi

Tam yazıya oturmuşum, hoplaya zıplaya geldi. “Baba, gavat ne demek?”
“Nereden çıktı şimdi?”
“Bakkal söylerken duydum. Söylesene ne demek?”
Düşündüm ve lafın anlamını tam bilmediğimi fark ettim. Bir baba olarak “bilmiyorum” diyemezdim tabii. Kaşlarımı çattım. “Çocukların bilmesi gereken bir şey değil!”
“Saçmalama baba, hadi söyle.”
“Oğlum izin verirsen yazı yazmaya çalışıyorum.”
“Gavat ne söyle, gideyim.”
Baktım kurtuluş yok, derin bir nefes aldım. “Hani Yıldız Savaşları’ndaki kötü adam var ya…”
“Darth Vader mi?”
“Hah. İşte ona gavat denir.”
Bir an düşündü, neyse ki cevap aklına yatmış olacak, dönüp gitti sonra. Ben de yazıya döndüm.
Fakat her şey uçup gitmişti kafamdan. Bilgisayar ekranına boş boş bakakaldım. Bari sosyal medyayı açayım dedim. Bakalım gündemde ne mevzular var.
Başbakan torununa “Ali” ismini koyacakmış. Galatasaraylıları kızdıran Fenerli şakaları yine almış yürümüş.
Nur yüzlü Mustafa Sarıgül’ün kimin adayı olduğu konusunda tartışmalar ayyuka çıkmış.
Atatürk’ü sevenlerle sevmeyenler arasında ilan savaşı başlamış. “Olmasaydın da olurduk…” demiş gavatın teki, kendi kafasında bir gazeteye verdiği ilanda.
Tam yazmaya başlayacağım, yine bitti yanımda. Bu sefer yanakları kırmızı… Ağladı ağlayacak. “Baba senin yüzünden Ada ile kavga ettik!”
“Neden?”
“Yıldız Savaşları oynuyorduk. ‘Ben Obi Wan olayım sen de gavat ol’ dedim. Bana vurdu.”
“Aferin oğlum iyi halt etmişsin.”
“Asıl sen iyi halt etmişsin! Niye söylemiyorsun gavatın gerçek anlamını?”
“Ne bileyim oğlum, ben vali miyim?” diyecek olduysam da tuttum dilimi. Garibim haklıydı aslında.
“Gel internetten bakalım” dedim.
“Gerek yok, ben annemi arayıp sordum”
“Ne dedi?”
“Gavat, oğlunun sorularına atmasyon cevap veren babalara denirmiş.”
“Eyvallah, ben de sizi seviyorum.”
“Ada ile küstük. Şimdi kimle oynıycam ben!”
Döndü arkasını, söylene söylene gitti. Ben de boş sayfayla baş başa kaldım, tarifsiz gavatlıklar içinde.  

Aydınlık; 13 Kasım 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder