20 Kasım 2013 Çarşamba

Çocuk masalı

Gaz bombası kapsülüyle başından vurulduğundan beri komada olan çocuk, birden gözünü açtı.
Önce sis perdesi vardı sadece. Sonra sis dağıldı, güzel gözleri görmeye başladı. Hastane odasındaydı.
Annesi, babası, yakınları sevinçten ağladılar. Dualarını kabul eden Allah’a şükrettiler. Hemşireler birbirlerine sarılıp ağlıyordu. Koca koca doktorlar çocuklar gibi şendi.
Çocuğun uyandığını kısa zamanda duymayan kalmadı. Hastane önüne gazeteciler, göstericiler, polisler toplandı.
Televizyonlar normal yayını kesip haberi verdiler. Yorumcular yorum yaptı, köşe yazarları ahkâm kesti.
“Hadi geçmiş olsun!” diyen mesajlar geldi siyasi partilerden. Gazeteler “çocuk kefeni yırttı!” başlığıyla çıktı.
Millet sokakta halaya başladı. Özellikle büyük şehirlerde, yer yer kilometreleri bulan halay zincirleri görülür oldu.
Gece fener alayları düzenlendi. Geç saatlere kadar, renk renk havai fişekler saçıldı karanlığa.
İbrahim Tatlıses ile Şivan Perwer çocuk şerefine düet yaptı. Bu sefer onlara Candan Erçetin de katıldı.
İzmir, İstanbul ve Diyarbakır belediye başkanları hastaneye gelip çocuğa şehirlerinin anahtarını sundular.
Çocuksa anlam verememişti bu olanlara. Mahmur gözlerini kırpıştırarak sordu. “Ne zamandır uyuyorum ben?”
“228 gün oldu…” dedi annesi.
“Niye bu kadar seviniyor insanlar?”
“Sen uyandın diye.”
“Çok tuhaf” dedi çocuk ve annesinin getirdiği aynaya bir kez daha baktı. Kafatasının gaz bombası çarpan yerinde çukur vardı.
Annesi eğilip öptü o çukuru. “Zamanla geçermiş. Hiç iz kalmaz dedi doktorlar.”
Kapı çalındı. Başbakan ve ana muhalefet lideri aynı anda odaya daldı. Elleri kolları oyuncak doluydu. “Allah seni bize bağışladı, geçmiş olsun!”
Ne oluyoruz demeden, Drogba, Fernandes ve Emenike geldi. Renk renk formalarıyla çok havalıydılar! 
Çocuk şaşkınlıkla sordu annesine. “Hepsi benim için mi?”
Annesi saçını okşadı. “Sen uyurken mutsuzlukta birleşmeyi bıraktık. Mutlulukta birleşmeye karar verdik. Her güzel şeyi böyle birlikte kutluyoruz.”
Birden, o göründü. Sarışın bir kurda benziyordu. Kalabalık iki yana açıldı. Çocukla bakıştılar. Sahiden çakmak çakmaktı mavi gözleri. Muhacir şivesiyle “geçmiş olsun çocuk!” dedi.
Gaz bombası kapsülüyle başından vurulduğundan beri komada olan çocuk, birden gözünü açtı.
Başucundaki gözü yaşlı kadına gülümsedi. “Anne, bir rüya gördüm.”

Aydınlık, 20 Kasım 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder