Bugün
yeni yılın ilk günü... 1983 zor geçti. Sivil idareye dönüşün sancıları,
cezaevlerinde olanlar...
Ama
1984’ün şu ilk gününde, taze umutlarla yeni bir başlangıca inanmak istiyor
insan.
Tabii
George Orwell’in “1984” romanını da hatırlamadan edemiyoruz.
Aman
ne kötümser romandır o! 1949’da yayımlanmış ama dünyanın 1984’deki halini çok
fena resmeder.
Okurken
kendini özgürlüğün yok olduğu bir acayip gezegende bulursun.
Dünyayı
yöneten abiler her şeyi kontrol etmektedir. Gelişmiş teknolojinin yardımıyla!Milletin evinde ne konuştuğu, kime telefon ettiği, hatta sokakta ne yaptığı adım adım izlenir.
Ekranlardan
bol bol ideoloji ve yalan boca edilir çoluk çocuğun üstüne.
Dünyanın
her yerinde savaşlar sürmekte, insanlar ölmekte, şehirler bombalanmaktadır.Bu sayede yönetenler daha güçlü, daha zengin, daha yenilmez olmaktadır.
Bitmek bilmeyen savaşların kaybedenleri savaşanlar, kazananları ise savaştıranlardır.
Gençleri birbirini öldürmeye yollayanlar arasında gizli ve acımasız bir anlaşma var gibidir.
Aşk, sevgi, vefa gibi duygular çoktan tarih olmuştur. Hiçbirine artık müzede bile rastlanmaz.
Duyguları
arayanların kaderi hiç iyi olmaz. En iyi ihtimalle alay konusu oluverirler.
Hele
sistemi sorgulamaya kalkanın sonu, daha da beter. En ağır cezalar onları bekler.
Sevişmeye
korkar olmuştur millet. Kızlı-erkekli buluşmalar bile suç sayılır.
Her
yer kamera, her yer mikrofon, her yer casus, her yer korku ve güvensizlik...
Dünyada
tek önemli şey güç ve gücü elinde bulunduran abilerin kişisel çıkarları...
İnsanlar
hiçbir şeyi sorgulamadan, robot gibi yaşayıp gidiyor dev bir makinenin içinde.George Orwell bu romanı 1940’ların sonunda yazmış. Dünya savaşının travması henüz çok tazeyken.
Herhalde
“Ulan 40’ların teknolojisiyle bu kötülükleri yapanlar 80’lerin teknolojisiyle
neler yapmaz!” diye düşünmüş.
Tabii
o düşündü diye 1984 böyle olmak zorunda değil. Zaten adam alt tarafı fantezi
yapmış.
1984’ün
şu ilk gününde bile çok şükür kör-topal da olsa yaşıyor aşk, dostluk, vefa,
adalet...
Bakın
hâlâ umuda, mutluluğa, yeni yılın getireceklerine
hep beraber inanıyoruz. Ne güzel.Ama bu gidişle mesela bir 30-40 yıl sonra nice olur halimiz, tabii orası meçhul!
Aydınlık; 1 Ocak 2014
1984 ROMANININ ÖNCESİNDE BİR DE METROPOLİS FİLMİ VARDIR...GÜNÜMÜZÜ O GÜNLERDEN GÖREN...ÜSTELİK BIG BROTHER DÜŞMEDEN DİLLERE, ALGILARA; YAŞAMADILAR MI , BÜYÜTÜLMEDİLER Mİ İNSANLAR "ALLAH BABA HER YERDE VE HER YAPTIĞIMIZI GÖRÜYOR" KORKULARIYLA ?...VE AMERİKA!DAKİ "DEEP BLUE" DÜŞÜMÜZÜ, GERÇEĞİMİZİ, AKILLIMIZI, GERZEĞİMİZİ ALMADI MI İZLEMEYE ?...ÜSTELİK DE KENDİ SEÇİMİMİZLE ERGİDİK, ERİDİK, KAYNAŞTIK ONUNLA...YAZGIMIZ; BİZLERİ SÜREKLİ GÖZLEYENLERİN İNSİYATİFİNDE...NE KADAR İZİN VERİRLERSE; O KADAR MUTLUYUZ VE ELBETTEKİ O ORANDA GELECEKTEN UMUTLUYUZ...
YanıtlaSilYİNE DE YENİ YILLARLA BİRLİKTE; MUTLULUK BEKLENTİLERİNİZ BOŞA ÇIKMASIN